Sitede Ara

Baş ağrıları, insanlık tarihi kadar eski bir sağlık problemi. Bazen basit sebeplerden ortaya çıkan ağrıları tedavi edebilmek için onları iyi tanımak gerek.

Baş ağrıları insanların günlük hayatlarında karşısına çıkan ve en sık rastlanan sağlık problemlerinden biridir. Baş ve çevresinde ağrıya duyarlı fazlaca yapılar bulunmaktadır. Saçlı deri, baş boyun kasları, duyu organları, beyinin damarsal ve sinirsel yapıları bunların başlıcalarıdır. Baş ağrıları, genellikle basit sebeplerden kaynaklanmakla birlikte hayatı tehdit edebilen durumlara da sebebiyet verebilir. Baş ağrıları hiçbir hastalıktan kaynaklanmıyorsa ‘birincil baş ağrıları’, vücutta veya beyindeki herhangi bir hastalıktan kaynaklanıyor ise ‘ikincil baş ağrıları’ olarak adlandırılır. Birincil baş ağrılarını şöyle sıralayabiliriz:

Migren

Ülkemizde görülme sıklığı kadınlarda %16 erkeklerde %8’dir. Her yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte doğurganlık çağında daha sık gözlenmektedir. En önemli özelliklerinden birisi tekrarlayıcı olmasıdır. Hastanın 4-72 saat süren baş ağrısı atakları olması, tek taraflı,  zonklayıcı karakterde ve rutin aktivitelerle şiddetlenmesi, ağrıya eşlik eden bulantı- kusma, veya ışığa duyarlılık gibi semptomları olması tanı kriterleri arasındadır. %10’luk kesimde aura diye bilinen ağrıdan ortalama 5-20 dakika öncesinde görsel semptomlar veya konuşma bozuklukları görülebilmektedir. Ağrı genellikle boyun bölgesinden başlayıp başın arkasına doğru uzanan ağrı ve ağırlık hissi olarak başlar. Ardından zonklayıcı, şiddetli bir basınç olarak tanımlanan saatler, bazen 1-2 gün süren ağrılar başlar. Günlük faaliyetler ile ağrı artar. Bu durumda genelde hastalar sessiz, karanlık bir ortamda hareketsiz şekilde ağrılarının geçmesini beklerler. Azalan ağrı şekil değiştirerek künt bir ağrıya dönüşür. Ardından ağrı, yorgunluk ve bitkinlik duygusu ile birlikte kaybolur. Kişi normal hayatına döner, yeni atağın ne zaman geleceği öngörülememektedir. Atak tedavisinde, klasik (non steroid antiinflamatuar) ilaçlar ve kodein içerikli ağrı kesiciler kullanılır. Önleyici tedavisinde antidepresan ilaçlar ve seretonin artırımını sağlayan ilaçlar faydalı olabilmektedir.

Gerilim tipi baş ağrısı

Birincil baş ağrılarının en sık görülen tipidir. Görülme sıklığı %30 -40 civarındadır. Arada bir gelen veya devamlı  olmak üzere 2 tipi vardır. Görülme yaşı ortalama 20- 25 aralığındadır ama diğer yaş gruplarında da görülebilmektedir. Migren kadar olmasa da kadınlarda sıklığı fazladır. Ağrı özellik olarak başın iki tarafında basınç hissi şeklinde (zonklayıcı değil), günlük aktivitelerle artmayan, ışığa ve sese duyarlılık göstermeyen karakterdedir. Bu özellikleri sağlayan ayda on beşten, yılda yük seksenden fazla ağrılı gün olması gerilim tipi baş ağrısını destekler. Gerilim tipi baş ağrılarını tetikletici faktörler arasında; stres, menstürasyon, postür ve pozisyon bozuklukları, anksiyete, depresyon ve somatoform bozukluklar yer alır. Diğer primer baş ağrılarında olduğu gibi tedavi iki yönlüdür. Akut ağrıya yönelik non steroid antiinflamatuar ilaçlar veya basit analjezikler kullanılabilir. Eğer ağrı arada bir gelen kökenli ve sıklığı az ise koruyucu tedavi sıklıkla kullanılmaz. Ağrı süregelen gerilim tipi baş ağrısı şeklinde ise koruyucu tedavi gerekir. Koruyucu tedavide antidepresanlar ve sara ilaçları kullanılabilir. Anksiyetenin ve kas gerginliğinin ön planda olduğu hastalarda anksiyolitik ve kas gevşeticiler kullanılabilir. Gerilim baş ağrısı profilaksisinde değişik yöntemlerde söz konusudur. Özellikle kas geriliminin ön planda olduğu olgularda gevşeme teknikleri, egzersizler, masaj yararlı olabileceği gibi transkütan elektriksel sinir uyarılması da yaralı olabilir. Psikiyatrik sorunların ön planda olduğu durumlarda uygun merkezlerde değişik psikoterapötik yaklaşımlara başvurulabilir.

Küme tipi baş ağrısı

Sıklıkla 20- 40 yaş aralığında görülür ve diğer baş ağrılarının aksine erkeklerde daha sık rastlanır. Küme tipi baş ağrısının toplumda görülme sıklığı %0,1-0,3’tür. Ağrı tek taraflı, çok şiddetli, göz çevresinde kısa süreli olması çok tipiktir ve tanı koydurucudur. Ağrı, küme döneminde genellikle günün aynı saatlerinde tekrarlama özelliğindedir. Tek taraflı olarak başlar ve çok kısa sürede şiddetlenir. Tanı için önemli olan ağrıyla aynı tarafta otonom bulguların (göz yaşarması, gözde kızarma, burun akıntısı, alında terleme, göz kapağında ödem) eşlik etmesidir. Ağrı başladığı gibi hızla geçer ve kişi rahatlar. Ortalama 15- 180 dakika arasında değişen sürelerde olmaktadır. Küme tipi baş ağrısının tam olarak nedeni bilinmiyor. Teknolojık cihazların etkisi, damar duvar yapısının genişlemesi gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünülmekte. Tedavi olarak basit analjeziklerin ve non steroid antiinflamatuar ilaçların pek etkinliği yoktur. Yüksek seviyede oksijen tedavisinin çok faydası olduğu bilinmektedir. Ergotamin ve triptan grubu ilaçlar da ağrının akut döneminde tedavide faydalıdırlar. İster epizodik olsun ister kronik küme tipi ağrılarda koruyucu tedavi uygulanmalıdır. Koruyucu tedavi de antiepileptikler, kalsiyum dengesini düzenleyen ilaçlardır. Tedaviye yanıtsız durumlarda cerrahi de bir seçenek olarak kullanılabilir ama ilk başvurulacak seçenek kesinlikle değildir.

İkincil baş ağrıları

Sinir sistemini veya diğer sistemleri tutan hastalıklarla ilişkili olarak ortaya çıkan baş ağrılarıdır. İkincil baş ağrılarının kendine özgü bir tipi yoktur, her türlü birincil baş ağrısını taklit edebilirler. Yakın zamansal ilişki içinde ortaya çıkan, gösterilebilir bir nedene ait kanıtlar vardır. Baş ağrısı altta yatan bozukluğun başarılı tedavisi veya kendiliğinden düzelmesi sonrası 3 ay (bazı hastalıklarda daha kısa da olabilir) içinde büyük oranda azalır veya geçer. Beyin tümörü gibi ilerleyici olaylarda başarılı ya da başarısız tedaviye rağmen 3 ay içinde geçmeyebilir.

PROF. DR. ZEKİ ŞEKERCİ