Sitede Ara

Gerek normal deriden gerekse önceden var olan benlerden kanser gelişebilir. Bu yüzden erken tanı için benlerin iyi takip edilmesi gerekir.

Türkiye’de cilt kanserinin görülme oranı son otuz yılda ciddi bir artış göstermiştir. Bronz ten trendinin yükselmesiyle artan güneşlenme ve solaryum kullanma oranı, ozon tabakasındaki incelme bunların sebepleri arasında gösterilebilir. Tüm dünyada melanom ve melanom olmayan deri kanserleri artmaktadır. Organ kanserleri içinde baktığımızda deri kanserlerinin en çok görülen kanser türü olduğunu görebiliyoruz. Amerika Deri Kanserleri Vakfı’nın verilerine göre tüm kanserlerin üçte biri deri kanseri ve her 5 Amerikalıdan birinde deri kanseri görülme riski vardır. Türkiye’de bu kadar net istatistiksel veriler yok ancak deri kanserlerinin arttığını gözlemliyoruz. Global olarak her yıl 2-3 milyon melanom olmayan deri kanseri, 132 bin melanom gelişmektedir. Özellikle insanların yaşam süresi uzadıkça bir deri kanseriyle karşılaşması olası bir durum halini alıyor. Deriye rengini veren hücreler olan melanositler, bir renk maddesi olan melanin üreterek derinin renginin oluşumda önemli rol oynarlar. Derinin en üst tabakasının (epidermis) tabanını döşeyen hücreler arasında her 5-10 hücreden birisi melanosittir. Halk arasında ‘ben’ diye bilinen nevüslerin hücreleri de melanositlerden farklılaştığı düşünülen ve melanin sentezleme yeteneğine sahip hücrelerdir. Her iki tip hücrenin ortak özelliği malign melanom (ben kanseri) 
gelişimine neden olabilmelidir, dolasıyla gerek insanların normal derisinden, gerek önceden var olan benlerinden kanser gelişebilir. Nevüslerin çoğu zararsızdır ve sıklıkla kahverengi veya siyah renkte olurlar. Bazıları deriden kabarık dururken, bazıları deri seviyesindedir. Çok değişken boyutlarda gözlenebilirler. Doğuştan olabildiği gibi sonradan da çıkabilirler. Görünüşlerine, renklerine, bulundukları yere veya kökenlerini aldıkları hücrelere göre farklı isimler alırlar. Önemli bölümü yaşam boyunca bir soruna neden olmazlar.

MALİGN MELANOMA DİKKAT!

Malign melanom deri kanserleri içinde en ciddi olanıdır ve deriye rengini veren melanosit adı verilen hücrelerden gelişir. Deride doğuştan var olan benler melanoma dönüşebildiği gibi, sonradan 
ortaya çıkan benler üzerinde de melanoma oluşabilir. Vücudu kaplayan derinin herhangi bir yerinde görülebilir. Melanom, en sık deride (yüzde 95 oranında) rastlanır. Mukozalar, tırnak yatağı, göz ve melanosit bulunan dokularda da ortaya çıkabilir. Erkekte en sık gövdede, kadında en sık bacaklarda gözlenir. Kadınlarda, erkeklere oranla daha sık görülür. Melanoma dönüşme riski en yüksek olan benler displastik benlerdir. Displastik benler, bireysel ya da ailesel olarak ortaya çıkabilir. Genellikle 10 yaş civarında fark edilir ve yaşla birlikte sayısı artabilir. Tek lezyon olabildiği gibi çok sayıda da görülebilir. Melanoma dönüşen benlerin büyüklükleri, kabarıklıkları ve renkleri farklıdır. Benlerde asimetri, sınır düzensizliği, renk değişikliği (benin birden çok renk içermesi), belirgin büyüme, iltihabi reaksiyon ya da kanama cilt kanserine işaret edebilir. Özellikle 5 milimetreden büyük, kenarları düzensiz ve renk karışımı içeren benlerin melanom olması söz konusu olabilir. Cilt kanseri için şüpheli lezyon kahverengi-siyah bir leke, sivilce gibi başlayıp kapanmayan yara şeklinde olabilir. Özellikle 40 yaşından sonra deride meydana gelen her yeni oluşumu şüpheli olarak kabul etmek gereklidir. Ancak son yıllarda yaş daha da aşağılara inmiş durumda. 20’li, 30’lu yaşlarda da çeşitli deri kanserlerini görüyoruz. Melanom genç yaş grubunda günümüzde en sık görülen ikinci kanser türüdür. 

SOLARYUM KANSER GELİŞİMİNE NEDEN OLUR

Ailesinde melanoma hikayesi olanlar veya geçmişinde deri kanseri yaşayanlar genetik olarak daha fazla melanoma yakalanma riski taşır. Kızıl saçlı, çilli, açık tenli, renkli gözlü olanlar, güneşte her zaman yanan bronzlaşmayanlar, 50’den fazla beni olanlar, özellikle çocukluk döneminde güneş yanığı geçirenler, çok fazla güneş altında kalan meslek grupları (denizciler, çiftçiler inşaat işçileri vs.) ve bronzlaşmak için solaryum kullananların riski daha fazladır. Solaryumlar da deri kanseri gelişiminde rol oynarlar. Epilasyon ve lazer epilasyonla ilgili ise belirlenmiş görüş yoktur. Bu risk gruplarında kanser, benler üzerinden değil, sağlam deri üzerinden gelişir. Benler üzerinden değişim de olabilir, burada oran %30. O yüzden çocukluktan beri var olan bende değişimlere dikkat edilmeli ayrıca yeni bir bene benzeyen leke çıktığında doktora başvurmalı. Doğduktan sonra büyük benlere sahip olanların da çocuk döneminden itibaren takip edilmesi ve dermatolog tarafından kaydedilmesi, incelenmesi gerekebiliyor. Cilt kanserinden korunmak için alınacak önlemler oldukça basit. Ultraviyolenin en önemli hasarı güneş yanıklarıdır. Çocukluk yaşında geçirilen güneş yanıkları melanositlerde DNA hasarına sebep olduğu için, çocuk ve gençlerde güneş yanıklarını önlemek için çok dikkatli olmamız gerekiyor. Her geçirilen güneş yanığı riski katlayarak artırıyor. Ani, aşırı ve direkt güneş maruziyetinden kesinlikle kaçınılmalı. Asıl amaç, güneşe maruz kaldıktan sonraki deri kırmızılığı gibi güneş yanıklarından korunmaktır. En zararlı güneş yanıkları en az 48 saat ağrı yapan ve kabaran yanıklardır. 11.00 -15.00 arasında direkt güneşten kaçınmak önemli. Bu saatlerde hiçbir güneş koruyucu güneşin zararlı etkilerinden tam olarak koruyamaz. Güneş kremi de önemli bir korunma yöntemidir. Güneş kremi bu riskli saatler dışında en yüksek güneş koruma faktörüne (30-50 faktör) sahip olmalı ve hem UVA hem de UVB koruması sağlamalı. Güneş kremi güneşe çıkmadan bir buçuk saat öncesinden sürülmeli ve her 2 saatte bir tekrarlanmalıdır. Tişörtler kolsuz kıyafetlerden, koyu kıyafetler açık kıyafetlerden daha iyi koruma sağlar. Geniş kenarlı şapka ve polaroid gözlük kullanmak da güneş koruması için yararlı olur. Özellikle bebekler ve çocuklar giysisiz, şapkasız güneşe maruz bırakılmamalı, kullanılan güneş koruyucunun kimyasal madde içermemesine dikkat edilmelidir.

BENLERİN ALINMASINDA MAHZUR YOKTUR

Melanom deri kanserleri arasında en kötü huylu tümör olarak bilinir. Ancak erken tanı alırsa, yani henüz deri içinde belirli katmanlarda sınırlıysa kan ve lef damarlarına ulaşmadıysa basit bir cerrahi eksizyonla tedavisi mümkündür. Daha sonra sadece belirli aralıklarla izlemek yeterli olur. Ancak tümör derinleştikçe yayılma riski artar. Yetişkinlerin bu konuda farkındalığının olması çok önemli. Kadınlar 65 yaşına kadar deri kanserinden biraz daha fazla etkilenebilirler. Ancak 65 yaşından sonra erkekler ön plana çıkarlar. Genetik yapıyı öğrenmek, onun dışında da birtakım önlemleri almak, gözümüzün önündeki bir beni erken tanıyıp ortan kaldırmakla yaşamımızı uzatmamız mümkün olabilmektedir. Öte yandan, toplumda ‘benlerin alınması durumu kötüleştirir’ diye yanlış bir inanış vardır. Bu bilimsel olarak çalışılmış ve ispatlanmıştır ki; kesinlikle bir benin, melanomun alınması, hiçbir zaman o beni olduğundan daha kötü yapmaz. Benlerin büyük bir kısmı rahatsızlık vermeyen, tamamen iyi huylu oluşumlardır. Ancak melanom erken evrede ben gibi görünür. Asıl önemli nokta budur. Bizim ben zannettiğimiz şey, aslında erken dönemde yakalayabileceğimiz bir melanomdur. Kalınlığı 1 milimetreden az olan melanomun alınmasıyla bir hastanın on beş yıllık yaşam şansı yüzde 95’ten daha fazla, ancak kalınlığı 4 milimetreden fazlaysa 2 yıllık yaşam şansı yüzde 10’dan daha azdır. Bu yüzden melanomda erken tanı çok çok önemlidir. Erken tanı konulan melanom hastaları, genelde başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Melanom ilk saptandığında mutlaka cerrahi olarak çıkarılmalı ve sistemik olarak hasta taranmalıdır. Melanomun boyutları değişiklik gösterebilir. Küçük bir leke halindeyken bile birçok organa yayılmış olabilir.