Sitede Ara

Bir gözüm diyabette!
Diyabet hastalığının ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan diyabetik retinopati, tedavi edilmediği sürece şiddetli görme kaybına neden olur.


Diyabet, sistemik küçük damar hastalığıdır ve bu nedenle tüm organlarda komplikasyon oluşturma potansiyeline sahiptir. Diyabet hastalığının komplikasyonlarından başlıca etkilenen organlar böbrek, cilt, sinir sistemi ve gözdür. Diyabetik retinopati de sistemik bir hastalık olan ve tüm dünyada sıklığını geometrik oranda artıran diyabetin, gözün sinir tabakası olan retinada ortaya çıkan mikrovasküler komplikasyonudur. Diyabetik retinopati günümüzde, tüm dünyada ve bizim ülkemizde de 50 yaş öncesi ilk sırada gelen körlük nedenidir. Bu özellikleri nedeniyle tüm ülkelerin sosyal probleme dönüşmüş sağlık problemlerinin de başında yer alır. Diyabetik retinopati, diyabet hastalığının ilerleyen yıllarında özellikle beşinci yıldan sonra kendini gösterir. Diyabetik retinopatinin ortaya çıkma zamanı ve şiddetini belirleyen başlıca faktörler kötü metabolik kontrol, diyabet hastalığının süresi, eşlik eden hipertansiyon gibi sistemik hastalıklar ve sigara içilmesidir.

GÖRME KAYBINA YOL AÇAR
Diyabetik retinopatinin preproliferatif ve proliferatif olmak üzere 2 aşaması vardır. Preproliferatif aşamada retinada yaygın kanama odakları, mikroanevrizmalar ve eksüdasyon vardır. Bu aşamada özellikle retinanın merkezi olan makula bölgesinde ödem varsa görme keskinliğinde azalma olur. Hastalık bu aşamada yeterli tedavi edilmezse proliferatif aşamaya geçilir. Bu aşamanın karakteristik lezyonu neovaskularizasyon (yeni damar) gelişmesidir. Neovaskuler damarlar normal retina damarlarından farklıdır ve daha kırılgandır. Kolaylıkla büyük kanamalara neden olarak şiddetli görme kaybı gelişmesine yol açarlar. Diyabetik retinopatinin tedavisinde başlıca prensip öncelikle sistemik durumun yani kötü metabolik kontrolun düzeltilmesi, varsa eşlik eden diğer risk faktörlerinin düzeltilmesidir. Diyabetik retinopati geliştiğinde gözde uygulanan tedaviler laser fotokoagülasyon, göziçi ilaç enjeksiyonu ve cerrahi tedavi (vitrektomi) girişimlerinden oluşur. Hastalığın preproliferatif aşamasında laser fotokoagülasyon ve göziçi ilaç injeksiyonları ön plana geçerken proliferatif aşamaya geçilmiş olan gözlerde bu tedavi seçeneklerine ilaveten cerrahi tedavi (vitrektomi) de gündeme gelir.