Sitede Ara

Kalp krizi neticesinde ölmüş olan kalp kasları kök hücre tedavisiyle yeniden onarılarak canlandırılıyor.

Kalp hücreleri, kalp krizi veya kalp kası iltihabına bağlı öldüğünde, yerlerine yeni hücreler geçememektedir. Ölen kalp kası hücrelerini yerine getirmek için yüzlerce bilim insanı yıllardır uğraşıyor. Popüler olan kök hücre tedavisinin kalbe etkileri son dönemde sıkı bir şekilde araştırılıyor ve bu konuda tedavi programları geliştiriliyor. Vücudumuzdaki tüm hücreler başkalaşmış kök hücrelerden meydana geliyor. Embriyodaki kök hücreler anne-babadan gelen DNA’daki genetik talimatlara göre farklılaşıyor ve şekil değiştiriyor. Bir takım kök hücreler kalp hücrelerine, bir kısmı sinir hücrelerine, bir kısmı akciğere, bir kısmı mideye dönüşüyor. Sonuçta vücudumuzdaki farklı organ ve dokular ortaya çıkıyor. Kök hücrelerin her türlü hücreyi oluşturabilmesi, bilim insanlarının kalp hastalıklarını iyileştirmek için kök hücre tedavisi üzerinde yoğunlaşmasına sebep oldu. Özellikle kalp krizi geçiren hastalara erken müdahale edilip tıkalı damar hızlı bir şekilde açılamazsa kalp kasları hasar görerek kalp yetmezliği gelişiyor. Kök hücre tedavisi ile özellikle kalp krizi geçirip kalp kası hasar görmüş hastaların hasar gören kalp kaslarının onarılıp canlandırılması hedeflenmektedir. Böylece hastaların ölmüş olan kalp kasları, kök hücrelerin kalp kasına dönüşmesiyle onarılarak tekrar eski haline getirilmeye çalışılıyor. 

KALBİMİZİ ONARAN KEMİK İLİĞİMİZ

Kök hücre, kendini yenileme potansiyeline sahip, farklı hücre tipleri oluşturabilen klonal hücrelerdir. Kök hücreler, kendiliğinden uygun bir büyüme ortamına yerleşebilirler, çoğalma yetenekleri vardır, başka tür hücrelere farklılaşıp bu türün devamı niteliğinde türler üretebilirler, kendilerini yenileyebilir veya kendi hücre topluluklarının devamlılığını sağlayabilirler, vücudun bir yerindeki zedelenmeyi takiben bu dokuyu onarabilme ve onu işlevsel hale getirebilme potansiyeline sahiptirler. Her dokuyu onarabilme potansiyeli olan kök hücreler neden kırılan kalbimizi, ölen  kalp kası hücrelerimizi canlandırmasın ki? Embriyodan elde edilen kök hücrelerinden yararlanmak zor olduğu için bilim insanları kemik iliğinde bulunan yetişkin kök hücrelerine 
yöneldiler. Kemik iliği, yetişkin kök hücrelerinden kan pulcukları, alyuvarlar ve akyuvarları üreten bir fabrika gibidir. Yetişkin kök hücreleri uygun koşullarda başka organların hücrelerine de dönüşebilir. Yıllar süren hayvan deneyleri, yetişkin kök hücreleri sayesinde ölmüş kalp hücrelerinin yerine yenilerinin geçebileceğini gösterdi. Bundan cesaret alan Alman bilim insanları ilk defa 2001’de, kalp krizi geçirmiş olan 46 yaşındaki bir hastanın kalbine yetişkin kök hücresi vererek hasarlı bölgeyi küçültmeyi başardılar. Birkaç ay sonra, Avrupalı cerrahlar bir bypass ameliyatı sırasında kalbin kriz geçirip tahrip olmuş bölgesine kemik iliğinden alıp arındırdıkları bazı kök hücre gruplarını enjekte ettiler. Ameliyat sonrası kalbin kasılma fonksiyonu eskisine göre daha güçlü hale geldi.

İŞLEM NASIL YAPILIYOR?

Öncelikli olarak kök hücre üretimini artırabilmek için hastaya ilaç veriliyor. Sonrasında kemik iliğinden hücreler alınıyor. Laboratuvar ortamında kemik iliğinden alınan hücrelerden kök hücreler ayıklanıyor, kalbe verilmeye hazır hale getiriliyor. Kök hücreler ameliyatla hastanın göğüs kafesinde açılan 8-9 cm’lik bölgeden kalp kasının içine ekiliyor. Sonra göğüs kafesi kapatılıyor. Verilen kök hücreler birkaç ay içerisinde kalp kasına dönüşüyor. Kalp kasındaki ölü hücrelerin olduğu bölgede canlı hücreler oluşuyor. Bu tedavi kalbin kasılma fonksiyonunu artırarak, kalp yetmezliği bulunan hastalara tedavi şansı veriyor. Kalp yetmezliği nedeniyle günlük işlerini yapamayan, çabuk yorulan hastaların yaşam kaliteleri artıyor. Ameliyatla göğüs kafesinde kesi açılarak yapılan yöntemin başarısını öğrenen başka araştırmacılar aynı yöntemi ameliyatsız yapmanın yolunu aradılar. Kasıktan girip anjiyografi yöntemiyle cerrahların ameliyatta yaptığı işlemi yapmayı başardılar. Kasıktan girilen ince bir boruyla kalbin içine ulaştılar. Kalbin iç yüzünden kalp kasının içine girerek kök hücreleri enjekte ettiler. Kalbin kasılması eskisine göre daha güçlü hale geldi. O günden bu güne kalbe çeşitli yollardan kök hücreler verilerek pek çok bilimsel çalışma yapıldı. Bilim insanları kök hücreleri hangi yolla versek daha iyi olur sorusuna cevap aramaya devam ediyorlar.  

YAN ETKİSİ YOK MU?

Kalp kasına kök hücre ekildikten sonra bazı hastalarda tehlikeli ritim bozuklukları görüldüğü için bilim insanları bu konuda dikkatli olunması gerektiğini söylüyorlar. Bir diğer önemli husus da, hastaya daha önceden damar tıkanıklığı nedeniyle stent takıldıysa, enjekte edilen kök hücrelerle bu stentin tıkanma riskinin bulunmasıdır. Bazı olumsuz etkilere rağmen kök hücre tedavisinin uzun vadede kalp hastalıklarında çok önemli tedavi seçenekleri sunacağı tartışılmaz bir gerçektir. Kalp hastalıkları dünyada ve ülkemizde en önemli ölüm ve sakatlık nedenleri arasındadır. Son zamanlarda popüler olan kök hücre tedavisinin kalbe etkileri araştırılmaya ve tedavi protokolleri geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu uzun bir süreç ve bilgi birikimi gerektirmektedir. Son yıllarda giderek artan kök hücre araştırmaları sonucunda; ileriki yıllarda kalp yetmezliği hastalarının kalp hücrelerinin canlandırılması, bunun neticesinde ayak şişlikleri, nefes darlıkları, karın şişliklerinin azaltılması ve kalp nakli gibi çok zorlu bir sürece girmeye gerek kalmadan yaşam konforlarının artırılması hedeflenmektedir. Kalp yetmezliği hastalarımızı hak ettikleri konforlu yaşama kavuşturmak dileğiyle…