Sitede Ara

Son dönemlerde vücudunuzun bir bölgesinde ya da yüzünüzde güç kaybı veya hissizlik mi yaşadınız? Konuşma güçlüğünüz ya da ani görme kaybınız mı var? Tüm bunlar şah damarı hastalığının belirtisi olabilir…

Tüm vücuttaki damar daralmalarının esas nedeni, damar sertliği (ateroskleroz) adı verilen damar duvarında sertleşme, damar iç yüzeyinde yıpranma ve kireçlenme sebebi ile kan dolaşımının güçleşmesidir. En önemli organımız, beynimizi besleyen temel damarlar olan şah damarları da (karotis arterler) damar sertliğinden etkilenebilmektedir. Boyun bölgemizde yer alan, sağda ve solda olmak üzere 2 adet olan bu damarlar beyin fonksiyonları için hayati öneme sahiptir. Bir şah damarının tam ya da tama yakın tıkanması geçici ya da  kalıcı ‘felç’ ile sonuçlanacağından bu önemli hastalığın erken teşhis ve tedavisi hayati öneme sahiptir. Karotis arter hastalığı oluşması için risk faktörleri temelde ateroskleroz denilen damar sertliği oluşumu risk faktörleri ile benzerlik gösterir. Ailenizde damar sertliği öyküsü varsa; şeker hastasıysanız ya da insülin direnciniz varsa; fiziksel aktivitelerinizin çok olmadığı sedanter yaşam tarzını benimsediyseniz; yüksek tansiyon hastasıysanız; sigara başta olmak üzere tütün ya da tütün mamülleri kullanıyorsanız; hayvansal yağ ağırlıklı besleniyor ya da kanınızdaki yağ miktarının ya da ailesel olarak kolesterol düzeyinizin yüksek olduğunu biliyorsanız; 40 yaş ve üzerindeyseniz şah damarınız da tıpkı kalp damarlarınız gibi risk altındadır. Damar sertliğine bağlı daralma ya da pıhtı ile tam tıkanma gibi riskli durumlara maruz kalabilir. Karotis arterleri beyne kan götüren ana damarlardır. Şah damarlarından bir tanesinin ciddi boyutta daralması ya da pıhtı ile tam tıkanması nadiren hiçbir belirti vermeden gelişebilir. Bu durumda beyne kan götürme görevi boynun diğer tarafındaki şah damarı tarafından sağlanır. Çoğunlukla görülen ise beyinde hastalıklı karotis arterin beslediği alanın fonksiyon kaybına ait ciddi belirtilerdir. Bu belirtilerin en önemlilieri; ani gelişen bilinç kaybı, bayılma, solunum durması ya da ani ölüm gibi hayati durumlardır. Kimi zaman şah damarındaki darlığın ciddiyetine bağlı olarak geçici ya da kalıcı olabilen vücudun bir bölgesinde ya da yüz kaslarında güç kaybı veya hissizlik, baş dönmeleri ya da denge kayıpları, konuşma güçlüğü ya da geçici konuşma kaybı, ani görme kaybı ya da görmede bulanıklık gibi belirtiler ile kendini gösterebilir. Buna benzer şikayetleri olan hastaların vakit kaybetmeden doktora başvurmaları gerekmektedir. Muayenede kas gücü kaybı ve his kaybının boyutu belirlendikten sonra bir takım görüntüleme testlerine ihtiyaç duyulur. Sıklıkla doppler ultrasonografi (USG) ile karotis arterlerindeki damar sertliği saptanabilmekte ve daralmanın derecesi belirlenebilmektedir. İlaçlı tomografi (BT) ya da manyetik rezonans (MR) görüntüleme ile şah damarlarındaki problem net bir şekilde ortaya konabilir. Kesin tanı konup tedavi seçeneklerini belirlemek için ise kasık damarından kateter ile yapılan anjiyografik bir yöntem olan karotis anjiyografi (DSA) gerekmektedir. Karotis arter hastalığının tedavisi; hastanın şikayetlerine (hiçbir belirtisi olmaması ya da geçici/kalıcı felç durumu yaşaması), şah damarındaki darlığının derecesine, beynin diğer damarlar tarafından beslenebilme durumuna ve hastanın eşlik eden diğer hastalıklarına göre değişebilir.

KAN SULANDIRICILARLA TEDAVİ

Görüntüleme yöntemleri ile şah damarında yüzde elliden daha az darlık saptanan hastalara ilaç tedavisi önerilir. İlaç tedavisinin temelinde damar sertliğine karşı koyucu olan kan sulandırıcı ilaçlar, kolesterol düşürücü tedavi ve eşlik eden hipertansiyon ve diyabet gibi durumların tedavisi yatmaktadır. Darlık derecesinin daha fazla olması ya da geçici/ kalıcı felç durumlarına yol açması ise girişimsel tedavinin gerekli olduğunu gösterir. Girişimsel tedavi temelde 2 şekilde yapılır. Birincisi kalp damar cerrahları tarafından genel aneztezi altında yapılan karotis endarterektomi adı verilen açık ameliyattır. İkinci ve daha güncel olan yöntem ise kapalı yöntem ile kasıktan yerleştirilen kateterler ile yapılan darlık bölgesine uygulanan karotis stent işlemidir. Stentleme işlemi ülkemizde ve tüm dünyada kardiyologlar, girişimsel radyologlar ya da girişimsel nörologlar tarafından uygulanabiliyor. Karotis stent işlemi lokal anestezi altında darlık olan damardaki darlığın genişletilmesi ve içeriye destek bir metal kafesin yerleştirilmesi işlemidir ve genel anesteziye bağlı riskleri taşımaz. İşlem sonrasında hastalar bir gece hastanede tutularak ertesi gün taburcu olabilirler.

YILDA 200 HASTAYA KAROTİS  STENT İŞLEMİ YAPIYORUZ

Şah damarı darlıklarında stentleme genellikle etkili ve güvenilir bir tedavi yöntemidir. İşlem sırasında ağrı hissedilmemesi ve işlemin lokal anestezi ile kısa sürede yapılması ameliyata göre avantajıdır. Her tedavi işleminde olduğu gibi bu işlemde de stent yerleştirilmesi sırasında bazı riskler oluşabilir. En önemli risk işlem sırasında darlık olan bölgeden stent yerleştirme sırasında beyne pıhtı atmasıdır. Ancak yeni geliştirilen yöntemler ile stentleme işlemi öncesi tıkalı damarın önüne filtre konarak pıhtının beyne geçmesi önlenebilmektedir. İşlemle ilişkili diğer riskler ise her türlü anjiyografik işlemde görülme ihtimali olan kasık damarında kanama ve hematom denilen şişlik oluşmasıdır. Teknolojinin ilerlemesi ile geliştirilen kasık kapama cihazları ile stentleme işlemi sonrası kasık damarından girilen bölge tamamen kapatılabiliyor. Böylece elle baskı uygulamaya ya da kum torbası konmasına ihtiyaç duyulmamış oluyor. Peki, açık ameliyat mı, stent mi? Öncelikle her yöntemin her hastaya uymayacağını unutmamak gerekir. Tedavi seçeneğini belirlerken kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, radyoloji ve nörolojinin bir ekip halinde çalışıp hastaya uygun tedaviyi belirlemesi şarttır. Tüm dünyada kabul gören görüşe göre; şah damarı hastalıklarını tedavi eden bir merkezin bu konuda belirli bir tecrübeye ulaşması (yılda en az 50 vaka) ve işlem başarısının yüksek olup, komplikasyon oranlarının düşük (işleme bağlı ölüm/felç oranı %3-6’nın altında) olması gerekmektedir. Kardiyoloji kliniğimizde yılda 200 hastaya başarıyla karotis stent işlemi yapılmakta olup, işleme bağlı komplikasyon oranlarımız yüzde birin altındadır. Bu rakamlar Türkiye standartlarının çok üstünde olup, ülkemizin hemen her yerinden hastalar karotis arter stentlemesi için merkezimize yönlendirilmektedir. Merkezimizdeki tecrübeli ekibimiz; şah damarlarına, kol ve bacak atardamarlarına, göğüs ve karın bölgesi aort damarlarına ve kalp damarlarına anjiyografik görüntüleme ve stentleme işlemlerini başarıyla yapılabilmektedir.