Sitede Ara

Aşırı terleme çoğu kez insanları sosyal hayatta zor durumda bırakabiliyor. Siz de mevsimi olmayan terlemeden şikâyetçiyseniz sempatik sinir blokajı yaptırabilir, terlemeden kurtulabilirsiniz.


Vücudumuz, çalışan motorların ısınması gibi, hücrelerimizin çalışması sırasında içlerinde oluşan kimyasal reaksiyonlar sonucunda ısı üretir. Ayrıca, dış ortamın sıcaklığı da vücudumuzun ısınmasına neden olabilir. Vücudumuzun iç ısısı normal seviyelerin üzerine çıkarsa hücrelerimiz çalışmaz hale gelebilir. Bu nedenle vücut ısısının belli değerler içinde korunması gerekir. Bunu sağlayabilmek için hücrelerimiz, tıpkı ısınan bir motorun, etrafında dolaşan su ile soğutulması gibi, ürettiği ısıyı, etrafında dolaşan kandaki suya aktarır. Kan da cilde ulaşıp, daha düşük ısıda olan hava ile temas ederek soğur, böylece vücudun ısısını dışarı transfer etmiş olur. Terleme, vücudumuzun soğuma hızını artıran bir mekanizmadır. Terleme sonucunda, cilt üzerinde bir su tabakası oluşur. Eğer dış ortam sıcaksa, ya da egzersiz, heyecan, metabolizma hızlandıran bazı yiyeceklerin yenmesi gibi bazı durumlar söz konusuysa, vücudumuz fazla ısınır ve bu ısıyı terleyerek dışarı vermeye çalışır. Terleme miktarı, vücudumuzun dışarı vermesi gereken ısı miktarına bağlı olarak değişir. Ortalama bir miktar olarak, günde yaklaşık yarım litre kadar terlediğimizi söyleyebiliriz. Ne kadar terlememiz gerektiğine, vücut ısımıza göre değerlendirerek karar veren bir otomatik sistemimiz bulunmaktadır ki, buna otonom sinir sistemi denmektedir. Bu sistemin merkezi beynimizdir.

EMİR SEMPATİK SİNİRLERDEN!
Beyindeki hipotalamus adı verilen küçük alan, bir termostat gibi çalışır, gereken terleme miktarımızı belirler. Daha sonra, omuriliğe, oradan, sempatik sinirler olarak adlandırılan sinirlere bu emri gönderir. Onlar da derideki ter bezlerine ne kadar ter üretmeleri gerektiği ile ilgili emri ulaştırır. Ter bezlerinin bazılarının ter üretmesini belirleyen bir faktör daha vardır; kanımızdaki adrenalin ve noradrenalin miktarı. Adrenalin miktarının yükselmesi, beyindeki terleme merkezi bir emir göndermese de, sempatik sinirlerin ter bezlerine ter üretmeleri emrini vermesine neden olur. Bazı kişilerde yüz ve koltuk altındaki ter bezlerini idare eden sempatik sinirler, adrenalin düzeyine yüksek yanıt verir. Bu nedenle, heyecanlandığımızda, egzersiz yaptığımızda, korktuğumuzda, yani vücudun bir stres hissettiği durumlarda, kandaki adrenalin seviyemizin arttığı durumlarda, ellerimiz, yüzümüz terlemeye başlar. Bir kişi, kıyafetlerini ıslatacak derecede terliyorsa, normalde bildiği kendi terleme düzeyine göre terlemesinin arttığını ifade ediyorsa, ya da toplumda gördüğü miktar ile kıyaslandığında fazla terliyorsa ‘aşırı terleme’den söz edilebilir. Aşırı terlemeye, iki şekilde rastlanabilir. Vücudun tamamının aşırı terlediği duruma genel aşırı terleme denmektedir. Bu kişilerde genellikle terleme geceleri devam edebilir hatta artabilir ve hastanın ek şikâyetleri de bulunabilir. Bu durumlarda bir hastalık aranmalıdır. Aşırı terlemenin bir diğer şeklinde ise, vücudun tamamı değil, sadece belli kısımları aşırı terler. Bu duruma lokal aşırı terleme denir. Terleme avuç içlerinde, ayak tabanlarında, koltuk altlarında ya da yüzde, ya da bunlardan birkaçında birden olur. Bu terleme, ısı kontrolü nedeniyle değil, duygusal nedenlidir. Bu nedenle, duygusal uyarıma hassas ter bezlerinin fazla miktarda bulunduğu avuç içi, ayak tabanı, koltuk altları ve yüz gibi alanlarda aşırı terleme oluşur.

KÜÇÜK BİR STRESLE BAŞLAR
Terleme genellikle çok küçük bir stres ile başlar. Hatta bazen belirgin bir stres dahi olmaz, durup dururken terleme başlar. Terleme miktarı, terleyen bölgeyi sırılsıklam edecek düzeyde olabilir. Elleri terleyen kişiler, avuçlarına bir şey alamayacak hale gelir, bir kalem bile tutmakta zorlanabilir, yazı yazmaya çalışırken kâğıt ıslanıp yırtılabilir, dokunmatik telefon ya da bilgisayar kullanamaz hale gelirler. Avuçlarının her an terleyebileceği korkusu, hayatlarının her anında daha stresli olmalarına neden olur, stres terlemenin artmasına neden olur, böylece bir kısır döngü ortaya çıkar. Lokal aşırı terlemeye toplumun %2-3’ünde ve her iki cinste de rastlanabilir. Bunlarda aşırı terleme vücudun ya da havanın sıcaklığı ile çok az ilişkilidir, soğuk havalarda bile kişi genellikle aşırı terler. Lokal aşırı terleme, zaman ile düzelen bir problem değildir.

ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL
Lokal aşırı terlemenin düzeltilmesi için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Sempatik sinirleri durduracak bazı ilaçlar bulunmaktadır. Ancak bu ilaçlar bir yandan terlemeyi azaltırken öte yandan sempatik sinir sisteminin diğer tüm hayati fonksiyonlarını da durdurduğundan ciddi yan etkilere de neden olur. Bu nedenle bu ilaçlar lokal aşırı terleme tedavisinde kullanılmamaktadır. Aşırı terleyen alanlara lokal olarak sürülecek bazı ilaçlar (alüminyum klorid veya antiperspirantlar), ter bezleri kanallarını tıkayarak terlemeyi azaltabilir. Bu maddeler normal miktardaki terlemeyi engelleme konusunda başarılı olsa da aşırı terleme durumunda birçok kişide etkili olamaz. Ter bezlerinin tahrip edilmesi ya da cilt açılarak içindeki ter bezlerinin kazınması şeklinde bir yöntem, koltuk altı terlemesi için kullanılmakta ise de, geriye kalacak az sayıda ter bezinin bile fazla miktarda ter üretmesinin mümkün olması ve bazen geniş bir kesi gerekmesi nedenleriyle yeterince başarılı görünmemektedir. Etkili olduğu bilinen bir diğer lokal yöntem ise iyontoforezdir. Bu yöntemde, içinde su bulunan bir kaba, düşük dereceli elektrik verilir. Eller ve ayaklar bu cihazın içinde 10-15 dakika bekletildiğinde, ter bezlerine ulaşan sinir uçları geçici süreyle felç olup çalışamaz. Böylece, 1-2 gün süreyle terleme durur. İşlemin hayat boyu uygulanması gereklidir. Benzer bir yöntem, ter bezlerine ulaşan sinir uçlarının felç edilmesi için, cilt içine, botoks olarak bilinen ilacın enjeksiyonudur. Bu yöntem de başarıyla terlemeyi durdurabilir ancak dezavantajı, iyontoforezde olduğu gibi geçici olmasıdır. Bununla birlikte, etki süresi 4-5 ay civarındadır.

TERLEME TOKSİNLERDEN ARINDIRMAZ
Bir başka yöntem ise, ter bezlerine giden sempatik sinirleri, ilk çıktıkları omuriliğin kenarından bloke etmektir. Bu amaçla çeşitli yöntemlerle, geçici ya da kalıcı blokaj sağlayabilen teknikler mevcuttur. Günümüzde en popüler olan şekli, koltuk altından yapılan 1 cm’lik kesilerle kameralı yöntemle yapılan sempatik sinir blokajıdır. Bu yöntemde, göğüs kafesinin içine girilerek uygun sempatik sinirler bulunmakta ve çalışmaz hale getirilmektedir. Sinirin çalışmasını durdurmak için onu yakmak ya da kesmek şeklinde işlemler yapılabilir. Ancak günümüzde daha popüler olanı, sinirin üzerine, klips adı verilen kıskaçlar yerleştirilmesidir. Bu ameliyata klipsli sempatektomi (ya da klipsli ETS) ameliyatı denmektedir. Bu işlem genel anestezi altında, yaklaşık 20-30 dakika içinde tamamlanır. İşlem yapıldığı anda istenen bölgede terleme durmakta ve bundan sonra hayat boyunca terleme olmamaktadır. Bu başarının elde edildiği hastaların oranı, aşırı terleyen alana göre değişmekle birlikte %90 civarındadır. Hastalar genellikle aynı gün içinde hastaneden taburcu olabilmekte, 1-2 gün içinde işlerine dönebilmektedir. Terlemenin tamamen durması ile vücudun ısı kontrolünde önemli bir zaaf yaşanmaz, çünkü geriye kalan alanların terlemesi devam eder. Terlemeyince vücudun toksinlerden arınmasının zayıflayacağı inancı da yersizdir çünkü terlemenin toksinlerden arındırdığı bilgisi doğru değildir. Terin büyük kısmı sudan oluşmakta olup, terle atılan üre, laktik asit gibi atıkların miktarı çok azdır.