Sitede Ara

Hastanelerde kapalı kapılar ardında gizli bir dünya gibidir yoğun bakımlar. Hastalara sağlık, yakınlarına yaşam umudu demektir. Ama en çok da titizlikle yürütülen tedavi sürecidir, sonu çoğu kez mutlulukla biten.

Hastanenin diğer servislerinden çok farklı bir yerdir yoğun bakım. Hastalarımız genellikle konuşamazlar, yoğun bakıma geldikleri ilk hallerini, burada geçirdikleri vakitleri hatırlamazlar. Günlerce, aylarca başlarında sayısız vizitler, tedavi tartışmaları, endişeler, hüzünler, mutluluklar yaşanır. Bazen bir küçük ilerleme ile dünyalar bizim olur. Hastalarımız gözlerini açtığında ise çokça zaman iyi oldukları hallerini anımsarlar. Yoğun bakım hastası kritik hastadır, ölümün kıyısında dolaşır. Bu nedenle yoğun bakımda her şey kontrollüdür. Tüm hastalar yirmi dört saat boyunca hekim gözetimindedir. Hastalarımızın tüm bilgileri anlık kayıt halindedir, her an tüm monitörler çalışır. İki hasta ile bir hemşire ilgilenir. Hiçbir bulgu rastlantısal değildir, rutin laboratuvar tetkiklerinin ne zaman gönderileceği, hangi durumda hangi görüntülemenin yapılacağı, acil bir durumda önceliğin ne olduğu tüm ekip tarafından bilinir ve hekim gözetiminde uygulanır. Zor ve uzun bir süreçtir yoğun bakım süreci, hem hasta, hem hasta yakını, hem de personelinden sekreterine, doktorundan hemşiresine tüm ekip için…

HAYATA EL VERİYORUZ

Peki, yoğun bakıma hangi hastalar kabul edilir? Yoğun bakımda herşeyde olduğu gibi hasta kabulü de belli protokellere bağlıdır aslında. Bizim yoğun bakım ünitemize en çok kabul ettiğimiz hastalar ağır travma vakaları, ciddi enfeksiyon, sepsis, septik şok geçirenler, risk faktörü yüksek olan postoperatif hastalar, organ nakli yapılanlar, ciddi organ yetmezlikleri, serviste takibi mümkün olmayan kanamalı hastalar gibi geniş bir spektruma dağılmıştır. Kritik bir hasta yoğun bakımın kapısından girdiğinde hummalı bir ekip çalışması başlar. Hasta yatağına alınır, monitorizasyonları hastalığının özelliğine göre hızla yapılır. Temizlenir, kan tetkikleri gönderilir, görüntülemeleri yatak başında hemen çekilir. Tanı, ön tanı oluşturulur ve tedavi düzenlenir. Yoğun bakım öyle farklı bir dünyadır ki bu süreçte herkes işine konsantre olur ve bir hayata el vermek, bir kişinin yaşama tutunmasını sağlamak tüm ekibe inanılmaz bir şevkle çalışma hazzı sağlar. Yoğun bakım süreci uzun ve sabır gerektiren bir süreçtir. Yolun en başında hasta yakınlarımıza bunu ifade ederiz. Kısa sürede iyileşip taburcu olan hastalarımızla mutlu oluruz. Aylar boyunca oya işler gibi emek verdiğimiz hastalarımızda ise, hasta yakınlarımız bize, biz de onlara destek oluruz. Bazen birbirimizin omzunda ağlar, bazen beraberce verilmesi gereken zor kararları tartışır, ortak noktada buluşuruz. Tüm bu süreçlerde karşılıklı anlayış, aile sıcaklığı, dost yakınlığı son derece önemlidir. Bu noktada hasta yakını- hekim ilişkisinden ziyade, hasta yakını- tüm yoğun bakım ekibi ilişkisi de önem kazanır. Çünkü yoğun bakımda hasta takibi tam anlamıyla bir ekip işidir. Yoğun bakım ekibi son derece özverili, çalışkan, hastasının başından bir dakika ayrılmadan en ufak bir semptomda ortaya çıkabilecek bir problemi öngören, çok iyi yetiştirilmiş elemanlardan oluşmaktadır. 

YAŞAMLA ÖLÜM ARASINDA

Hasta, yoğun bakıma kabul edildikten sonra, yoğun bakımın kapalı bir birim olması, takip edilen hastaların yakın gözleminin gerekmesi, organ destek sistemlerinin kullanılması, hastalarımızın enfeksiyondan korunmalarının sağlanması için dış dünya ile iletişimi minimalize edilir. Bu nedenle yoğun bakım endikasyonu konulan hasta yakınlarımıza bu konu ile ilgili detaylı bilgiler hasta kabulünden hemen sonra verilir, görüşler ve ziyaretler sınırlandırılır. Hasta yakınlarımız da farklıdır bizim. Yoğun bakımın kapısının önünde hep tedirgin bir bekleyiş vardır. Canını bizlere emanet etmiş ve iyi birkaç söz duymak için saatlerce kapının açılmasını dileyen onlarca eş, dost, anne, baba, evlat, arkadaş… Verilen tüm emeklerin sonunda eğer hastamızı hayatta tutmaya vesile olursak, hastamız elimizi tutup gözümüzün içine bakarak bir teşekkür ederse, hasta yakınlarımızın yüzünde en ufak bir gülümseme görürsek, bu mutluluk paha biçilmez olur. Yoğun bakım, her ne kadar yaşamla ölüm arasında araf olarak değerlendirilse de başarılı tedavi modaliteleri, gelişmiş takip sistemleri ve ileri monitorizasyon metodları ile yüz güldürücü sonuçların alındığı bir birim artık. Aylarca yoğun bakımda takip ettiğimiz hastanın yürüyerek ziyarete gelmesi mutluluğun ne olduğunu gösterir bizlere. Bu uğurda çalışan tüm sağlıkçıların emeğine, yüreğine sağlık.

YRD. DOÇ. DR. BURCU HIZARCI