Sitede Ara

{%= Interview.Title %}

Kadın genital yol kanserleri derken vulva dediğimiz dış genital organlar, vajen (doğum kanalı), rahim ağzı (serviks) , rahim içi ve dokusu, tubalar ve yumurtalıklardan söz ediyoruz.  Bu kanserler kadın hayatında önemlidir çünkü meme, mide, bağırsak ve akciğerden sonra sık görülen kanserlerdendir.    Bunlar önemlidir çünkü önlenebilir olmaları (rahim ağzı kanserinde aşı uygulamaları gibi) veya dış genital yol, rahim ağzı ve rahim içi dediğimiz endometrium kanserlerinde bir takım kanser öncüsü (kansere dönüşme potansiyeli) olan hastalıkların tedavileri ile mümkündür. Düzenli kontroller ve taramaların yapılmasıyla hastalığın erken evrede yakalanması ve uygun tedavi yönetimiyle tedavi edilerek tam bir şifa sağlanması mümkün olabilir. 

Vulva Kanseri (Dış Genital Organ) Nedir?

Seyrek görülür, genellikle hastalar menopoz sonrası (65-75 yaş arası) dönemdedir. Belli bir nedeni yoktur, hastaların dörtte birinde başka bir kanserle (rahim ağzı, meme vb.)birlikte olabilir. Hastalarda en sık görülen şikâyet yapılan tedavilere rağmen dış genital organlardaki geçmeyen kaşıntıdır. Vulvada şişlik veya kitle de olabilir. Lezyon (oluşumlar) kabarık, plak (düz) şeklinde, ülsere (yara) veya siğil şeklinde olabilir. Yavaş ilerler ve geç yayılırlar. Çoğunlukla dış genital organın tüysüz bölgelerine yerleşir, teşhis biyopsi yapılarak (parça alınarak) anlaşılır. Erken dönemde teşhis konabilirse ve yayılmadan cerrahi olarak alınırsa hastaların %90’ında tam bir şifa sağlanabilir. 

Vagina (Doğum Kanalı) Kanserler

Vagina (doğum kanalı) kanserleri çok nadirdir. Genellikle menopoz sonrasında 70-80 yaş civarında görünür ve başka yerdeki kanserlerin vajinal bölgeye yayılmasıyla oluşur. Ağrısız vajinal kanama ve akıntı en sık belirtileridir. Burada cerrahi çok tercih edilmez çoğu radyoterapi ile tedavi edilir. 

Serviks (Rahim Ağzı) Kanseri

Jinekolojik kanserler arasında sık görülen kanserlerdir ve insan kanserleri arasında hemen tamamen bir enfeksiyona bağlı (HPV) olması nedeniyle önemlidir. Kanser oluşmadan önce uzun bir dönüşüm dönemi vardır ve bu nedenle önlenebilir kanser olarak kabul edilir 

  • Smear taramaları 
  • Aşılama 
  • Saptanan anormalliklerin tedavi ile kanserden ölüm riski azalmıştır 

Her yaşta görülebilir. 20 yaş altında nadirdir. Hastalığa yakalanan kadınlar genel olarak 45-55 yaşlarında erken evlenmiş, doğurmuş kadınlardır. En önemli nedeni uzun süreli HPV enfeksiyonudur. Smear testi hiç yaptırmamak veya seyrek yaptırmak en önemli faktörüdür. HPV enfeksiyonunun 120ye yakın tipi vardır. Tip 16 ve 18 rahim ağzı kanserinin en sık etkenidir. HPV enfeksiyonlarının çoğu geçicidir genellikle 2 yıl içerisinde vücut bağışıklık sistemi tarafından baskılanır ve temizlenir. Bağışıklık sistemi yanıtı yetersizse o zaman HPV virüsü kanser öncüsü lezyonları ve kanseri oluşturur. Rahim ağzında CIN-I – CIN-II ve CIN-III diye isimlendirdiğimiz kanser öncüsü lezyonlar oluşur. CIN-I ve CIN-II’nin kansere dönüşmesi için ortalama 5-10 yıllık bir süre geçer. CIN-III te ise bu süre 2-5 yıldır. Rahim ağzı kanserinde HPV virüsü temel neden olmakla birlikte sigara içimi, diğer enfeksiyonlar, bağışıklığın baskılanması, vitamin eksiklikleri ve uzun süre doğum kontrol hapı kullanımı riski artıran nedenlerdir. 

Smear Taramaları Nasıl Olmalıdır?

Kanser öncüsü hastalıklar genellikle bir şikayete yol açmazlar, smear taramalarıyla anlaşabilirler. Smear taramaları cinsel birlikteliği olan kadınlarda ilişki başladıktan 3 yıl sonra başlanmalıdır. 21-30 yaş arasında 3 yılda bir yapılmalı, 30-65 yaş arasında HPV DNA ile birlikte bakılarak 5 yılda bir yapılmalıdır. Düzenli smear takibi olanlarda 65-70 yaş sonra tarama yapılmasına gerek yoktur. Kanser öncüsü lezyonlar nedeniyle kişinin rahimi alınsa bile smear taramalarına devam edilmesi gerekir. Smear sonucunda en sık görülen hücre anormalliği ASCUS turb (önemi belirlenemeyen hücre atipisi) kendiliğinden gerileme oranı çok yüksektir. Smear sonucu ASCUS rapor edilmişse hasta takibinde 3 farklı yol izlenebilir. Smearin tekrarlanması 6 ve 12. Aylarda smear tekrarlanır, sonuç negatif gelirse normal smear takibine devam edilir. Sonuç tekrar ASCUS çıkarsa Kolposkopi ( kamera ile incelenme) gerekir. Kolposkopi yapılması ve HPV DNA yüksek riskli tiplerinin araştırılması yapılır. CIN patoloji sonucu çıkan hastalarda tedavideki amaç kanser gelişimini engellemektir. Tedavi şekline hastanın yaşı, çocuk isteği takip olanaklarına göre karar verilir. Tedavide gözlem koterizasyon (yakma), kriyoterapi (dondurma), lazer, leep ile lokal çıkarılması, konizasyon (rahim ağzının çıkarılması) ve histerektomi (rahimin alınması) tercih edilebilir. 

HPV Aşıları Nelerdir?

İki çeşit aşı vardır; ikili aşı TIP-16- 18 e karşı (CERVARIX), Dörtlü aşı; HPV 6-11-16 ve 18e karşı (GARDASIL) Aşılama planı 9-26 yaş arası önerilmekle birlikte tüm yaş gruplarında uygulanabilmektedir. 3 doz yapılır; 0-2 ve 6. Ayda. Koruyuculuk süresi tam netleşmiş değildir. Aşının pahalı olması ölümcül yan etkilerinin bildirilmesi, otoimmun hastalıkların görülmesini hızlandırması gibi yayınların olması ülkemizde halen aşıya karşı çekinceler oluşturmaktadır. Rahim ağzı kanserinin belirtileri genellikle ağrısız adet dışı kanamalardır ve en çokta ilişki sonrası görülür. Düzensiz kanama veya menopoz sonrası kanama şeklinde olabilir. Hastalığın ileri dönemlerinde ağrı görülebilir. Kötü kokulu akıntı, kilo kaybı olabilir. Erken evre hastalarda cerrahi tedavi ileri evrede ise radyoterapi tercih edilir. 

Endometrium (Rahim İçi) Kanseri

Endometrium (rahim İçi) kanseri en sık görülen jinekolojik kanserlerdir ve en sıkta menopoz sonrası dönemde görülür. Obezite, doğum yapmamış olmak ve geç menopoz (52 yaş) endometrium kanseri için risk oluşturur. Beyaz ırkta siyahlara oranla daha fazla görülür. Diyabet, hipertansiyon, polikistik over hastalarında, meme kanseri hastalarında kullanılan tamoksifen ilacı endometrium kanseri riskinde 2-3 kat artışa neden olur. Menopozal dönemdeki adet bozuklukları nedeniyle artmış östrojen hormonuna maruz kalmak en sık nedenidir. Birinci derecede yakınlarında rahim içi kanseri olması riski artırır. 

  • Rahim ağzı kanseri gibi belli bir tarama yöntemi yoktur. 
  • Hastaların %90 ı menopoz sonrası anormal vajinal kanama şikayetiyle başvurur. 
  • Menopoz sonrası kanamaların ancak %10 u endometrium kanseridir. 
  • Her hastada mutlaka biyopsi alınması gerekir. 
  • Hastaların %5inde hiçbir belirti olmayabilir. Yapılan ultrason ile şüphelenilerek tesadüfen tespit edilirler. 
  • Endometrium kanserinin erken belirti vermesi nedeniyle erken evrede yakalanma şansı fazladır. 
  • Menopoz sonrası hastalarda yapılan ultrasonda endometrium kalınlığının 5mm veya daha fazla olması ileri araştırma gerektirir. 

Uterus Sarkomları (Rahim Duvarı) Kanserleri

Uterus sarkomları (rahim duvarı) kanserleri çok sık görülmezler. Rahim kanserlerinin %3ünü oluşturur. Rahim kasından kaynaklanır. İyi huylu leiomyomlardan sarkoma dönüşüm binde 1- binde 8 olarak bildirilmiştir. Leiomyo sarkom olan hastalar çoğunlukla ağrı, basınç hissi, anormal kanama veya karnının alt kısmında kitle hissetme şikayetiyle başvurur. Myomun hızlı büyümesi kanserleşme belirtisi olabilir. Teşhis genellikle ameliyat sonrası patolojide belli olur. Rahim sarkomları genellikle 10 cmden büyük ve yumuşak kıvamlıdır, hızlı ilerler. En sık kan yoluyla akciğere yayılır. 

Over (Yumurtalık) Tümörleri

Yumurtalık kitlelerini iyi huylu veya kötü huylu ayrımı patolojik incelemede belli olur. Yumurtalıkta basit kistler sıklıkla görülür ve bunlar 1-2 aylık takipte kendiliğinden kaybolur. Yumurtalık tümörleri çoğunlukla doğurganlık döneminde görülür ve %80-85 i iyi huyludur. Menopoz sonrasında görülenlerin ise %30 u kötü huyludur. İyi huylu tümörler genellikle düzgün yüzeyli, tek taraflı, içi sıvı dolu ve 8 cm’den küçüktür. 10 cm’den küçük, basit görünümlü yumurtalık tümörleri öncelikle 1-2 ay süre ile takip edilmelidir. Küçülürse sadece takip edilir, sabit kalır veya büyürse ameliyat gerekir. Basit kistler takip edilirken kistin gerilemesini hızlandırmak için doğum kontrol hapı verilebilir. Çocukluk çağı ve erken dönemde de yumurtalık tümörleri görülebilir ve bunların dörtte biri kötü huyludur. 9 yaş altında gözlemlenenlerde kötü huylu olma olasılığı daha fazladır. Menopoz sonrası hastalarda yumurtalık kisti 5cmin altında ise tümör belirteçlerine bakılır. (CA-25, CA-19-9 gibi) Belirteçler negatif ise takip ve gözlem uygulanabilir. Kitle 5 cm’den büyük, yapışık, katı kısımlar içeriyorsa, 2 taraflı ise ve tümör belirteçleri de yüksek ise ameliyat gereklidir. 

Gebelikte Over Tümörlerine Yaklaşım 

Gebeliğin yumurtalık tümörlerine olumsuz bir etkisi yoktur ancak torsiyon dediğimiz burkulma, kistin patlaması gibi durumlar düşük veya erken doğum riskini artırabilir. Gebelikte görülen kistlerin çoğu işlevseldir yani basittir ve genellikle de 5-3 cm’den büyük değillerdir. Bunların çoğu gebelik ilerledikçe kaybolur. (14 haftaya kadar) Kist 10 cm, tek taraflı ve karın içinde sıvı yoksa 18. Haftaya kadar takip edilir. Kitle 10 cm iki taraflı ve karında sıvı varsa hemen ameliyat gerekli olabilir. Over kistleri geçmiyorsa ve git gide büyüyorsa gebeliğin 18. Haftasında ameliyat yapılır. Genellikle 18. Haftada bebek kayıp riski daha azdır ama gerekli görülürse gebeliğin herhangi bir zamanında ameliyat yapılabilir. Jinekolojik kanserlere bağlı ölümlerin yaklaşık yarısını yumurtalık kanserleri oluşturur. Çünkü genellikle teşhis konulduğunda hastalık ilerlemiş durumdadır. Yumurtalık kanserinde en büyük risk artışı aile öyküsüdür. Ailesinde yumurtalık kanseri geçirenlerde görülme oranı 5-7 kat artar. 

  • Erken adeti başlayanlarda ve geç menopoz olanlarda görülme sıklığı artar. 
  • Çok doğum yapmak ise riski azaltır.
  • Doğum kontrol haplarının koruyucu etkisi vardır.
  • Yumurtalık kanserlerinin %10’u ailesel geçişlidir. (Bunlarda BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları çıkar)
  • İki veya daha fazla 1. Derece akrabada yumurtalık kanseri olanlarda çocuk sayısı tamamlandıktan sonra önleyici olarak yumurtalık ve tüplerin alınması önerilmektedir. 
  • Doğurganlık döneminde bu kişiler 6 ayda bir ultrasonografi ile takip edilmelidir. 
  • Genç olanlara doğum kontrol hapı önerilmektedir. 

Ailede meme ve yumurtalık kanseri öyküsü fazla olanlarda 30 yaş civarında yıllık MR ve Mamografi taramaları başlatılmalıdır. 
Over tümörleri uzun bir süre şikayete yol açmazlar. Bu nedenle ileri evrede teşhis edilme olasılıkları fazladır. En çok alt karında şişlik, basınç, ağrı ve ağrılı cinsel birliktelik, bulantı ve kusma olabilir. Over tümörleri en sık hücrelerin karın boşluğuna dökülmesiyle komşu organlara yayılma şeklinde ilerler. Yumurtalık kanserlerinin %5- 6’sı da diğer organ kanserlerinden yayılarak oluşur. En çok kalın bağırsak adeno karsinomu ve ikinci sırada da meme kanseri gelir.

Özel Nisa Hastanesi
Op. Dr. Mürvet Hakyemez
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
20 Ocak 2020