Sitede Ara

{%= Interview.Title %}


Karaciğer vücudumuzda kanserin en çok yerleştiği organlardan biridir. Karaciğerde gelişen kanserler birincil yani karaciğerin kendi hücrelerinden gelişebileceği gibi başka bir organdaki kanserin metastaz yapmasıyla yani ikincil olarak da gelişebilir. Karaciğerde görülen kanserlerin çoğu başka bir organda gelişip karaciğere sıçrayan ikincil kanserlerdir. Bunun sebebi, karaciğerin vücudumuzun en çok kanlanan organı olması ve mide, bağırsak, pankreas ve dalaktan geri dönen kanın önce karaciğerden süzülerek kalbe gitmesidir. Bunun dışında meme, mesane, böbrek, over, rahim ve cilt kanseri de karaciğere sık metastaz yapabilen kanser tipleridir. Bu tip kanserlerden ameliyat olan hastalarda yıllar sonra bile karaciğerde kanser gelişebileceği için bu hastaların düzenli takip altında olmaları son derece önemlidir.

Birincil Kanserler Nasıl Gelişir?

Karaciğerin birincil dediğimiz kendi hücrelerinden gelişen kanserleri daha nadirdir ve hemen her zaman hepatit B, hepatit C, alkol, karaciğerin yağlanması gibi nedenlerle hasar almış bir karaciğerde gelişirler. ‘’Hepatosellüler kanser‘’ dediğimiz bu tip kanserler birincil kanserlerin çoğunluğunu oluşturan tiptir. Bu kanserler; vücuttaki tüm organ kanserlerinin   %5’idir. 2018 yılında 841000 yeni hasta teşhisi ile kanserler içinde 6.sıklıkta görülen kanserdir.
Birincil kanserlerin başka bir tipi ise Yine karaciğerin kendi dokusunda yer alan safra kanallarından kaynaklanmış kanserlerdir ve bunlar  ‘kolanjiyo kanser’’ diye adlandırılırlar. Bu tip kanserler de birincil kanserlerin daha azını oluşturmakla beraber, hepatosellüler tipe göre daha ölümcül seyrederler.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2018 yılı raporuna göre dünya genelinde 2018 yılında 9.6 milyon insan kanserden hayatını kaybetmiş olup, 9.6 milyonun %8.2’si yani 782000 kişi karaciğer kanserinden hayatını kaybetmiştir. Tüm dünyada en çok görülen 3 kanser tipi sırasıyla; akciğer, meme ve kalın bağırsak kanseridir ki; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre; 2018 yılında 2 milyondan fazla akciğer ve meme kanseri ile 2 milyona yakın yeni kalın bağırsak kanserleri teşhis edilmiştir. Bu sıralamada karaciğer kanserleri 6.sırada gelmekle birlikte daha çok sık görülen meme kanserlerinin ortalama %20 sinin, kolon kanserlerinin ortalama %30’unun hayatın bir döneminde yine karaciğere metastaz (sıçrama) geliştireceği bilinmektedir.

Birincil Karaciğer Kanseri için Kimler Risk Altındadır?

  • 50 yaş üstündeki insanlar
  • Uzun yıllardır Hepatit B ve Hepatit C taşıyıcısı olanlar: Bu hastalarda yıllık kanser gelişim riski %0.1-3 arasındadır.
  • Her gün en az 2 kadeh yıllarca alkol alan kişiler
  • Karaciğer sirozu olan hastalar: Bu hastaların hayatları boyu yaklaşık 1/3’ünde kanser gelişir.
  • Beklemiş veya nemli ortamlarda kötü koşullarda saklanmış kuru gıdalarda üreyen aflatoksin dediğimiz gizli küfe normalin üzerinde maruz kalanlar
  • Şeker hastalığı veya aşırı kilo nedeniyle oluşan karaciğer yağlanması olan kişiler Hepatosellüler kanser için risk altındadırlar. 

Kolanjiyo kanserler için ise risk faktörleri daha az bilinmekle birlikte, safra kanallarını uzun süre etkileyen kronik iltihaplar sorumlu tutulmaktadır. Bu hastaların çoğu 65 yaş üzeridir.  Safra kanallarında kist ve taş oluşumu, parazit bulunması, sigara, hepatit B ve C, kimyasal maddelere uzun süre maruz kalmak, şişmanlık, diabet başlıca risk faktörleridir. Karaciğerde gelişen kanserler kanser çapı küçükken hiçbir belirti vermeyebilir. Kanserin büyümesiyle; iştahsızlık, kilo kaybı, şişkinlik, bulantı, kusma, gözlerde sararma, idrarda koyulaşma, sağ üst karın bölgesinde dolgunluk ve ağrı yakınmaları oluşturur.
Karaciğerde kanser saptanan hastalarda tedaviyi planlarken şu hususlara göre tedavi yöntemini seçiyoruz. Hastanın yaşı ve genel performans durumu, karaciğer yetmezliği olup olmadığı, siroz olup olmadığı, kanserin karaciğerin neresinde yerleştiği, sayısı ve boyutu, hastanın kanseri metastaz tipinde ise (ikincil kanser) hangi organdan köken aldığı. Yukarıda verilen rakamlar ürkütücü gibi görünse de son yıllarda bu kanserler ile baş etme konusunda birçok yeni yöntem geliştirdik. Eskiden çok büyük boyutta ve ameliyat edilemeyen birçok kanserde bile çok yeni bir teknik olan kısaca 2 aşamalı cerrahi olarak özetleyebileceğimiz özel bir yöntem sayesinde birçok hastayı ameliyat edilebilir hale getirdik. Bunun yanında girişimsel radyoloji tarafından yapılan kanserli bölgeyi anjio eşliğinde yakma tedavisi de cerrahi uygulanamayacak hastalarda çok başarılı sonuçlar vermekte. Onkoloji yönünden ise yeni nesil kemoterapi ilaçları eskiye göre son derece daha iyi sonuçlar vermektedir.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi
Organ Nakli
Prof. Dr. Onur Yaprak
5 Şubat 2020