Sitede Ara

{%= Interview.Title %}

Parkinson Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?

Parkinson hastalığının tanısı hastanın yakınmalarını dinledikten sonra yapılan bir nörolojik muayene ile konur. Hastada titreme, tutukluk, hareketlerde yavaşlama, yürümede bozulma, salya artışı, yazıda küçülme, omuz ağrısı gibi yakınmaların olması bizi hastalıktan şüphelendirir. Muayene esnasında kaslarda rijidite dediğimiz katılık, hareketin amplitüdünde ve sıklığında azalma ve parkinsona özgü titreme bizi tanıya götürür. Parkinsonu taklit edebilecek diğer hastalıklar açısından beyin MR’ı, kan ve idrar tetkikleri istenebilir. Lakin esas tanı muayene ile konur.

Her El Titremesi Parkinson Hastalığının Habercisi Midir?

Titremenin birçok sebebi olabilir. Parkinson hastalığının kendine özgü bir titremesi vardır. Özelikle istirahat halinde tek tarafta daha belirgin, para sayma tarzında bir titremedir, aktivite esnasında kaybolur. Yazı yazma, yemek yeme, bardak tutma gibi bir aktivite sırasında ortaya çıkan titremeler sıklıkla Esansiyel Tremor dediğimiz bir hastalığın belirtisidir. Esansiyal Tremor denilen bu iyi huylu titreme toplumda Parkinson hastalığından çok daha sık gözükmektedir. Ayrıca MS, inme gibi hastalıklara bağlı farklı titreme çeşitleri mevcuttur. Titreme bazen fizyolojik de olabilir. Stres, uykusuzluk, kas yorgunluğu, aşırı kafein alımı gibi nedenler ellerde ince bir titremeyi tetikleyebilir. 

İleri Evre Parkinson Tedavi Edilebilir Mi?

Hastalık belirtileri ilerlemiş ve ağızdan alınan ilaçlara yanıtı azalmış hastalarda farklı tedavi seçenekleri mümkündür. Doğru seçilmiş hastalarda Beyin Pili takılması hastaların yaşam kalitesini belirgin ölçüde artırır ve ilaçlara duyulan ihtiyacı azaltır. İntestinal Levodopa dediğimiz, Parkinson hastalığının temel tedavisi olan ilacın, ağızdan değil de bağırsaktan direkt olarak verilmesi yöntemi de hastalığın ileri aşamalarında oldukça etkili bir metoddur. Yine hastanın durumunu dakikalar içinde düzelten cilt altı enjeksiyonu ile uygulanan ilaçlar mevcuttur. İleri evrede hastaların hayattan kopmamaları için birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır. 

Parkinson Hastalığında Egzersiz ve Beslenmenin Önemi Nedir?

Parkinson hastalarının her gün en az 30 dakika süreyle kalp hızını 120 civarına çıkaracak kardiyo egzersizlerini yapmalarının, hastalık ilerlemesini yavaşlatmakta etkili olduğu bilimsel çalışmalar ile ispatlanmış durumdadır. Bu nedenle hastalarımıza öncelikle yüzme, tempolu yürüme ve koşma gibi kardiyo egzersizlerini, yoga ve pilates gibi egzersizleri öneriyoruz. Bunlar mümkün değil ise evde basit fiziksel egzersizler yapmalarını öneriyoruz.  Beslenme konusuna gelirsek, birçok hastalıkta olduğu gibi Parkinson hastalığında da Akdeniz tipi beslenmeyi öneriyoruz. Katı yağlardan uzak, sebze, meyve ve lif açısından zengin, karbonhidrattan fakir, protein içeriği dengeli bir diyet uygulamalarını istiyoruz. Parkinson ilaçlarının önemli bir kısmının besinler ile etkileşmesi nedeni ile yemek ve ilaç saatlerinin dikkatli bir şekilde ayarlanması gerekir. Sık sorulan bakla konusuna gelirsek, bakla gerçekten de dopamin içeren bir besin. Ancak yemek veya suyunu içerek tüketilen baklanın Parkinson ilaçları olmadan beyne geçmesi mümkün değil. Her bakla tanesinde kaç miligram dopamin olduğu öngörülemediği için, Parkinson ilacı kullanan hastalarda tüketilmesinin, ciddi zehirlenmeye hatta komaya sokabileceği bilinmektedir. Bu nedenle Parkinson hastalarımıza bilinçsiz bakla tüketimini yasaklamaktayız. 

Hareket Bozuklukları Hastalıklarında Tanı İçin Hangi Tetkikler Yapılmalı?

Ayırıcı tanı için kan ve idrar testleri yapılmalıdır. Mutlaka bir beyin MR görüntülemesi yapılmalıdır. Lüzumsuz tetkik yapılmamalıdır. Hastalığın sebebini saptamaya yönelik tetkikler yapılmalıdır. Ailesinde hareket bozukluğu hastalıkları olanlar ve genç hastalar mutlaka genetik tanı merkezine yönlendirilmelidir. Yakın gelecekte özellikle Parkinson hastalığında genetik alt tiplere bakılarak yapılabilecek tedaviler gündeme gelecek. Genetik tanı basit bir kan verme işlemi ile yapılabilecek bir testtir. İhmal edilmemelidir. 

Distoni Tedavi Edilebilir Mi?

Distonide hastalığın şiddetini azaltacak ağızdan ilaç tedavileri mümkün. Yine sıklıkla estetik amaçlı kullanımı ile bilinen Botulinum Toksini (BOTOX) uygulaması distoni tedavisinde oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Distonin etkilediği vücut parçasına göre uygunsuz kasılan kaslara EMG rehberliğinde botox uygulandığında oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Ağızdan ilaçlarla veya botox ile tedaviye yanıt vermeyen hastalarda Beyin pili oldukça iyi bir tedavi seçeneğidir. 

Uzm. Dr. Başak Bolluk Kılıç
Nöroloji Uzmanı
Parkinson ve Hareket Bozuklukları Mükemmeliyet Merkezi PARMER
25 Haziran 2020