Sitede Ara

Hamilelikte kafein tüketimi lösemi riskini artırabilir

Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Op. Dr. Ayşe Kavasoğlu, gebelikte sıvı tüketimine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kavasoğlu, hamilelikte su ihtiyacının arttığına işaret ederek “Günlük su ihtiyacımız 2 – 2,5 litre iken gebelikte bu ihtiyaç 3 – 3,5 litreye çıkar. Gebelikte yeterli su tüketimi ile anne adayları yaşanacak idrar yolu enfeksiyonu, kabızlık, hemoroid, mide yanması, vücut şişkinliği, ödem, bulantı, rahimde kasılma, gebelik çatlakları gibi problemlerin önüne geçerken, daha parlak ve sağlıklı bir cilde de sahip olabilir” dedi.

BEBEĞİ 100 SAAT ETKİLEYEBİLİR

Hamilelikte çay ve kahve tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Kavasoğlu “Kahve ve çay içerdiği kafein dolayısıyla fazla tüketildiğinde hamilelikte zararlı olabilir” ifadelerini kullandı. Kavasoğlu, hamilelikte günlük alınabilecek kafein miktarının 200 mg (yaklaşık 3 fincan Türk kahvesi) olduğuna değinerek şöyle devam etti: “Kafein 200 mg’ı geçtiği zaman bebeğin plasentası yani eşindeki kan akımı yüzde 25 düşer. Ayrıca bebekler kafeini anne karnındayken, metabolize edemez. Bu yüzden bizde yarılanma ömrü 11 saat olan kafeinin, anne karnındaki bebekte yarılanma ömrü 100 saati bulabilir; bu kafeinin yarısının 100 saat sonra bile bebeğin kanında dolaşması demektir.”

KAFEİN DEMİR VE KALSİYUMU AZALTIYOR

Kafeinin idrar söktürücü bir madde olduğuna dikkati çeken Kavasoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hamilelik döneminde fazla miktarda alınan kafein anne adayında sıvı ve kalsiyum kaybına yol açar. Özellikle yemeklerden hemen sonra alınan kafein bağırsaklardan demir emilimini azaltır. Bu da hamilelikte artan demir ihtiyacı için olumsuz bir durumdur. Anne adayında çarpıntı yapan kafein bebeği de etkiler. Bebekte de kalp atımında ve solunumda artışa, ritim bozukluklarına neden olabilir. Kafein bebeğin duygusal gelişimine de etki eder. 4 - 11 yaş arası çocuklarda dikkat eksiklikleri, hiperaktivite bozukluklarının kafeinle ilişkisini gösteren çalışmalar mevcut. Ayrıca kafeinin lösemiyi artırdığı ve de alkol, nikotinin kanser yapıcı etkisini daha da artırdığını gösteren çalışmalar mevcut.”

PASTÖRİZE EDİLMEMİŞ SÜTTEN KAÇININ

Yüksek doz kafein alımının bebeğin iskelet sistemini de olumsuz etkilediğini ifade eden Kavasoğlu “Boy kısalığına, uzuvlarda kol ve bacaklarda kısalığa, düşük doğum ağırlığına yol açar. Yine kafein rahimde kasılmalarla düşüğe yol açabilir” dedi.

Kavasoğlu, gebelikte kaçınılması gereken diğer içecekleri ise şöyle sıraladı: “Pastörize edilmemiş süte; içeriğinde listeria adlı bakteri riski taşıdığı için dikkat etmemiz gerekir. Bu bakteri de erken doğuma ve düşüğe sebep olabilir. Alkol ve sigaranın hiç tüketilmemesi gerektiğini zaten hepimiz biliyoruz. Yüksek miktarda şeker içeren içecekler de bebeğin sağlığını riske atar.”

KEKİK VE REZİNE ÇAYLARINA DİKKAT

Bazı bitki çaylarının da hamilelikte tüketilmesine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Kavasoğlu, “Kış mevsiminde çokça tükettiğimiz bitki çayları; ada çayı, ökse otu, pelin otu, rezene, aloe vera, fesleğen, ginseng, kekik, meyan kökü ve yarpuz içeriyorsa düşüğe yol açabilir. O yüzden gebelikte bitki çayı tüketimine dikkat edilmeli. Aktarlarda kış çayı adı altında satılan içeriğini bilmediğimiz çaylardan uzak durulmalı” dedi.


30 Ekim 2019, Çarşamba