ONLİNE İŞLEMLER
Göz sağlığı ve hastalıklarının tüm alt branşlarını bünyesinde barındıran bölümümüzde, teknolojinin sunduğu gelişmiş imkanlarla ve her biri alanında uzman hekimlerden oluşan kadromuzla hizmet vermekteyiz.
Gözler, çevredeki ışığı algılayarak beyne iletilmesini sağlayan beş duyu organından biridir. Göz sağlığı, gözlerin sağlıklı ve düzgün şekilde çalışmasını ve görme yeteneğinin korunmasını ifade etmektedir.
Göz kuruluğu, göz yüzeyinin nemlenmesini sağlayan gözyaşı film tabakasının azalması veya stabilitesinin bozulmasıdır. Hastalar sıklıkla gözlerde yanma, batma, yabancı cisim hissi, kızarıklık, sulanma ve göz yorgunluğundan şikayetçidir. Bu şikayetlerin ardından göz kuruluğu testleri uygulanarak teşhis edilip, tedavi seçenekleri belirlenmektedir.
Göz kuruluğu testleri; gözyaşı kırılma zamanı, göz yaşı testi gibi bazı testler hastalara uygulanabilmektedir.
Renk görme testleri, bir kişinin renkleri nasıl algıladığını ve ayırt ettiğini ölçmek için kullanılan testlerdir. Bu testler, bir kişinin renk körlüğü gibi renk algılaması ile ilgili sorunları tespit etmek için kullanılabilmektedir.
Renk körü olup olmadığını ve hangi tür renk körlüğünün olduğunu belirlemek için renkli noktalardan oluşan bir dizi resim içeren bir test uygulanmaktadır. Ancak, farklı tiplerde renk görme testleri de teşhis için kullanılabilmektedir.
Bilgisayarlı görme alanı testi, göz doktorları tarafından yapılan bir testtir. Bu test, kişinin görme alanında herhangi bir kısıtlama veya bozukluğun olup olmadığını tespit etmek için kullanılmaktadır. Test sonuçları, göz doktorunun hastanın göz sağlığı hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olmaktadır.
Göz tansiyonu, göz içindeki sıvı basıncının ölçülmesidir. Bu basınç, gözün içindeki sıvının normalden daha fazla olması durumunda artar ve bu da göz tansiyonunun yükselmesine neden olmaktadır. Yüksek göz tansiyonu, zamanla optik sinir hasarına ve kalıcı görme kaybına neden olabilen bir göz hastalığı olan glokomun bir belirtisi olabilmektedir.
En yaygın göz tansiyonu ölçümü yöntemi, "hava üfleme testi" olarak da bilinen tonometridir. Bu yöntemde, göze hafif bir hava püskürtülür ve ölçüm aleti, gözün tepkisine göre sıvı basıncını hesaplamaktadır.
Göz tansiyonu ölçümü, düzenli olarak yapıldığında, yüksek göz tansiyonu gibi potansiyel göz hastalıklarının erken teşhisinde yararlı olabilmektedir. Bu nedenle, 40 yaşın üzerinde olan kişilerin her yıl göz tansiyonu ölçümü yaptırmaları önerilmektedir. Ayrıca, ailede glokom veya yüksek göz tansiyonu öyküsü olan kişilerin daha sık göz tansiyonu ölçümü yaptırmaları önerilmektedir.
Kornea kalınlığı ölçümü, göz doktorları tarafından yapılan bir testtir. Pakimetri testi sırasında kullanılan cihaz, gözün yüzeyine hafifçe temas eder ve ultrasonik dalga veya optik ölçüm teknolojisi kullanarak korneanın kalınlığını ölçmektedir.
Göz ultrasonografisi ölçümü, gözün iç yapısının incelenmesi için kullanılan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu yöntemde, yüksek frekanslı ultrasonik dalgalar gözün içine yansıtılmaktadır. Yansıyan dalgaların bilgisayar yardımıyla işlenmesi ile gözün iç yapısı hakkında detaylı görüntüler elde edilmektedir.
Göz ultrasonografisi ölçümü, göz tümörlerinin veya diğer göz içi lezyonların teşhisinde ve takibinde, göz içi basıncının ölçülmesinde, retina dekolmanı ve diğer retina problemlerinin teşhisinde, göz içi sıvı birikimi gibi hastalıkların tanısında ve göz travmalarının değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.
Ayrıca gözün boyutunu, gözün ön ve arka segmentlerinin derinliğini, göz merceğinin yerleşimini ve gözün diğer yapılarının konumunu ölçmek için de kullanılmaktadır. Bu ölçümler, göz cerrahisi öncesi planlama ve takibinde önemli bir rol oynamaktadır.
Halk arasında göz çizdirme olarak bilinen lazer göz ameliyatı miyop, hipermetrop ve astigmat gibi göz kusurlarını düzeltmek ve net görülmesini sağlamak için kullanılan bir yöntemdir.
Lazer göz ameliyatı sonrası gözlük ve lens kullanılmasına gerek yoktur. Yıllardır yapılmakta olan lazer göz ameliyatı, bireylere daha net bir görüş imkanı sunarak yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olmaktadır.
No touch lazer, yakını veya uzağı görmede problem yaşayanlarla birlikte katarakt operasyonu geçiren veya retina tabakasında yırtık oluşma riski bulunanlara yapılmaktadır.
Göz kuruluğu hastaların en sık göz doktorlarına başvurduğu şikayetlerden biridir. Göz kuruluğu şikayeti bulunan bireylere uygulanan IPL lazer de amaç kuvvetli ışık dalgaları yardımıyla yağ bezlerinin gözeneklerini tıkayan sertleşmiş salgıları temizlemektir.
Göz tansiyonu, göz içindeki sıvının normal akışının engellenmesi sonucu oluşan bir durumdur. Glokom olarak da adlandırılmaktadır. Glokom, tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına neden olabilen ciddi bir göz hastalığıdır.
Göz tansiyonunu tedavi etmek için birçok yöntem bulunmaktadır ve bunlardan biri de selektif lazer trabeküloplasti (SLT) adı verilen bir lazer tedavisidir. SLT, göz içindeki bir bölgeye ışık enerjisi yollayarak göz tansiyonunu düşürmeye yardımcı olan bir yöntemdir.
SLT tedavisi, göz tansiyonunu düşürmek için kullanılan diğer tedavilere kıyasla daha az invazivdir ve genellikle daha az yan etkiye sahiptir. SLT tedavisi, yüksek göz tansiyonu olan hastalar için uygun olabilir ve bu tedavinin etkinliği birkaç yıl sürebilir.
SLT tedavisi sırasında, göz doktoru bir lazer kullanarak gözün trabeküler ağ adı verilen bölgesine hedeflenmiş bir ışık enerjisi yayar. Bu işlem, göz içindeki sıvı akışını artırarak göz tansiyonunu düşürür.
SLT tedavisi genellikle ağrısızdır ve genellikle birkaç dakika sürer. Tedaviden sonra hastaların gözleri birkaç saat boyunca hassas olabilir ve hafif bir kızarıklık veya şişme olabilir. Ancak genellikle bu yan etkiler hafiftir ve birkaç gün içinde geçer.
Göz tansiyonunu kontrol altında tutmak, görme kaybı riskini azaltmak için önemlidir. Bu nedenle, yüksek göz tansiyonu olan kişilerin düzenli olarak göz doktorlarına gitmeleri ve gerekli görülürse SLT gibi tedavileri denemeleri önerilir.
YAG lazer uygulaması, katarakt ameliyatı olan hastalarda kapsül odaklılığının tedavisi için uygulanmaktadır.
Katarakt ameliyatı, özellikle insanlar yaşlandıkça, günümüzde en sık yapılan ameliyatlardan biridir. Prosedür, gözün doğal merceğini gözlükler gibi bakım veya bakım gerektirmeyen yapay bir mercekle değiştirerek görmeyi kalıcı olarak iyileştirmeye yardımcı olur.
YAG lazer prosedürü, katarakt ameliyatı geçirmiş hastalarda en iyi sonucu elde etmek için sonuçları değiştirmek için yaygın bir gerekliliktir.
Retina ve makula gibi göz problemlerinin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Argon lazer tedavisi, gözün arka kısmındaki retinayı tedavi etmek için kullanılmaktadır. Bu tedavi, gözdeki hasarlı veya zayıf kan damarlarını sızdıran bir hastalık olan retina dejenerasyonunun tedavisinde de uygulanmaktadır.
Argon lazer tedavisi, gözün arka kısmına yerleştirilen bir mercek aracılığıyla yapılır ve genellikle birkaç dakika sürmektedir. Argon lazer tedavisi, minimal invaziv bir tedavidir ve genellikle ağrısızdır. Tedavi sonrası genellikle hafif bir rahatsızlık hissi olabilmektedir. Fakat bu durum geçicidir. Tedavinin etkisi, hastanın göz durumuna ve tedaviye yanıtına bağlı olarak değişebilmektedir.
Optik koherens tomografi retinanın histolojik mikroskobik görüntüsünün elde edilmesini sağlayan bilgisayar sistemleri ile çalışan yüksek teknoloji ürünü olan bir görüntüleme yöntemidir. OCT görüntüleme yöntemi ağrısız ve kısa sürede gerçekleştirilmektedir. Cihaz, radyasyon ve X ışınları içermemektedir. Böylelikle hastaya hiçbir şekilde zarar vermemektedir.
Fakoemülsifikasyon yöntemi, sıklıkla kullanılan katarakt ameliyat yöntemi olarak bilinmektedir. Fako’lu katarakt ameliyatında dikiş uygulanmamaktadır. İşlem küçük kesilerle yapılmaktadır. Buna bağlı olarak, halk arasında dikişsiz ya da lazerli yöntem olarak bilinmektedir.
Gözün içinde bulunduğu kemik boşluğa orbita (göz çukuru) denir. Burada bulunan yapıların normalden farklı şekilde büyümesi (tümörleri), enfeksiyonlar veya bu çukuru oluşturan kemiklerin kırılması ile orbita hastalıkları meydana gelmektedir.
Orbita cerrahisi, göz çevresindeki kemik, kas ve sinirlerin etrafındaki hastalıkları veya hasarları tedavi etmek için yapılan bir cerrahi işlemdir. Bu işlem genellikle gözlerin hareketini etkileyen problemleri çözmek için kullanılmaktadır. Orbita cerrahisi, gözlerin normal fonksiyonlarını geri kazandırarak yaşam kalitesini artırmaktadır.
Tümör ameliyatları, göz ve göz çevresinde oluşan tümörlerin tedavi edilmesi için uygulanan cerrahi işlemlerdir. Bu tür ameliyatlar, genellikle gözdeki kanserli veya tümöral dokunun çıkarılmasını veya tedavi edilmesini amaçlamaktadır.
Yapılan patolojik incelemelerle, göz ve çevresinde oluşan tümörlerin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğu belirlenmesi gerekmektedir. Tümör iyi huylu olsa dahi genellikle tümör ameliyatları ile çıkarılması gerekebilmektedir.
Sarı nokta hastalığı, gözün arkasındaki retina tabakasının merkezinde oluşan hasar ve dejenerasyon nedeniyle ortaya çıkan bir göz hastalığıdır. Bu hastalık, özellikle 50 yaş üstü kişilerde görülen ve merkezi görmeyi etkileyen ve körlüğe neden olabilen bir hastalıktır.
Hastalığın nedeni henüz tam olarak açıklanamamıştır. Merkezi görme kaybı geri dönüşümsüz olabileceği için tanı ve tedavinin erken yapılması oldukça önemlidir.
Katarakt zamanında müdahale edilmediğinde görme kaybına neden olan önemli bir sağlık sorunudur. Göz içinde bulunan doğal merceğin saydamlığını kaybetmesi sonucu gözde oluşan görme bozukluğu olarak tanımlanmaktadır.
Kataraktın tek tedavisi cerrahidir. Fako yöntemi ile tedavi edilmektedir. Bu yöntemde göz içindeki doğal mercek çıkarılarak yerine yapay bir mercek yerleştirilmektedir.
Keratokonus, nedeni tam olarak açıklanamayan, korneanın ilerleyici incelmesi ve koni şeklinde dikleşmesi ile karakterize bir tablodur. Gözün sık sık ovuşturulması neticesinde tetiklenen keratokonus hastalığının tedavisinde kontakt lenslerin yanı sıra çapraz bağlama tekniği de ön plana çıkmaktadır.
Keratokonus hastalığının erken tanı ve tedavisi, ileride ortaya çıkabilecek ciddi görme kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşır.
Göz içi lensleri göz içindeki doğal lensin yerine takılan yapay mercekler olarak tanımlanmaktadır. Göz içi lensleri, kırma (refraksiyon) kusurları ve katarakt tedavisi için kullanılmaktadır.
Uzak veya yakın mesafede görüş sorunu olan kişilere faydalı olabilmektedir. Göz içi lensleri, özellikle katarakt ameliyatı sırasında, çoğu insan için güvenlidir ve birçok hastada net bir görüş sağlamaktadır.
Retina, gözün iç kısmında bulunan ışığa duyarlı bir tabaka olarak tanımlanmaktadır. Görüntülerin beyne iletilmesini sağlamaktadır. Retina hastalıkları, retina tabakasında oluşan değişiklikler veya hasarlar nedeniyle görme kaybına neden olabilen çeşitli koşulları ifade etmektedir.
Retina hastalıkları arasında sıklıkla görülen diyabetik retinopati hastalığıdır. Diğer örnekler arasında retinal yırtılma, retinal dekolman, makula dejenerasyonu ve retinitis pigmentosa görülebilmektedir.
Vitreoretinal cerrahi, retina ve vitreus jelindeki problemleri tedavi etmek için kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu cerrahi, retinal yırtılma veya dekolman, makula deliği, vitreus kanaması, enfeksiyonlar ve diğer retina problemlerinin tedavisinde kullanılabilmektedir.
Vitreoretinal cerrahi genellikle lokal anestezi altında yapılmaktadır.Küçük bir kesiden yapılan mikrocerrahi aletleri kullanılmaktadır.
İLasik lazer uygulaması hastalara göre belirlenerek yapılan bir ameliyattır. Bilgisayar kontrollü lazer teknolojisi ve yine kişiye özel wavefront tedavilerinin birlikteliğinden oluşmaktadır.
İLasik; miyop, hipermetrop ve astigmat rahatsızlıklarının tedavisinde uygulamaktadır. Bu rahatsızlıkları tedavi etmek için korneayı şekillendiren iLasik yöntemi ile bir gün sonra sosyal hayata geri dönülebilmektedir.
Diyabet hastalığında göz sorunları olarak; geçici görme bozuklukları, çift görme, kalıcı görme kaybı gibi birçok rahatsızlık görülebilmektedir.
Diyabet gözde; katarakt, göz tansiyonu ve diyabetik retina hastalığına sebep olmaktadır. Diyabetten kaynaklanan göz hasarlarına “Retinopati” denilmektedir.
Diyabet kaynaklı göz rahatsızlıklarından korunmak için;
Yaşlanma, yer çekimi, genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle üst göz kapağı cildinde sarkma ve göz altında torbalanmalar meydana gelmektedir. Bu görüntü yorgun, uykusuz ve yaşlı bir görünüme yol açabilmektedir.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti), alt ve üst göz kapaklarına uygulanan, sarkmış deri fazla kas dokusunun çıkarılması ve göz çevresi dokularının gerdirilmesine yönelik cerrahi uzmanlar tarafından yapılan uygulamalar bütünüdür.
Göz kapağı problemleri görme alanını daraltıp görmeyi azaltabileceği gibi gözlerde yorgunluk, ağırlık hissi, asimetri ve bulunduğu yaştan daha yaşlı gözükme gibi estetik sorunlara neden olabilmektedir.
Göz kapağı estetiği, göz çevresinde oluşan kırışıklık, sarkma vb. problemlerin giderilmesine yönelik yapılan bir işlemdir.
Göz kapağı estetiği, gözün üst veya alt kapağında ve göz kapak kenarlarında kırışıklıkla birlikte sarkma olan bireylere yapılmaktadır. İleri yaşla birlikte göz çevresinde artış gösteren kırışıklıklar ve sarkmalar (blefaroplasti) göz kapağı estetiği ile düzeltilebilmektedir.
Göz kapağı ameliyatıyla sarkan fazlalık deri alınır, torbalanmaya yol açan yağ dokuları çıkarılır. Üst kapak ameliyatı lokal anesteziyle yapılabilirken alt göz kapağı ameliyatı genel anestezi altında yapılır.
Göz kapağı ameliyatı kaş kaldırma ve yüz germe gibi başka estetik ameliyatlarla kombine bir şekilde uygulanabilir. Yaklaşık 3-4 günlük istirahat yeterlidir. Sosyal hayata dönüşün hızlı olduğu operasyonlardan biridir.
Göz kapağı değerlendirilirken öncesinde göz ve görme muayenesi kapsamlı bir biçimde yapılması gerekmektedir. Daha sonra üst ve alt göz kapağının fonksiyonu, anatomik pozisyonu, üst göz kapağını kaldıran ana kasın, yardımcı kasların ve kaşın fonksiyonu değerlendirilmelidir. Yapılan kontroller sonucu en uygun tedavi planlanmalı ve uygulanmalıdır.
Göz kapağı estetiğinden sonra 7-10 gün içinde dikişler alınmaktadır. Göz kapağı çevresinde şişlik ve morarma ortalama 10 gün içinde, dikişlerin izleri ise ortalama 3 ay içinde düzelmektedir. Ameliyat olan kişilerin normal yaşantısına dönebilmesi yaklaşık 1 hafta içinde mümkündür.
Göz kapağında görülen tümörlerde cerrahi sınırların kontrolü ile eksizyon sonrası estetik bir şekilde göz kapağı ve çevresinin greft- flep- mukoza nakli gibi rekonstrüksiyon yöntemleri ile tedavisi, başarılı bir tedavi uygulanmaktadır. Bununla birlikte kozmetik görünüm sağlanması açısından da oldukça önemlidir.
Eksizyon ve rekonstrüksiyon ameliyatları tecrübeli cerrahi ekibimiz tarafından başarıyla yürütülmektedir.